Wall Street Journal'un kıdemli muhabiri Nick Timiraos'un raporuna göre, Federal Reserve Başkanı Powell'ın son açıklamaları, faiz indirimlerine en erken Eylül ayında başlanabileceğini ima ediyor; bu haber, küresel finans piyasalarında büyük yankı uyandırdı.

Powell, son zamanlarda yaptığı bir konuşmada istihdam piyasasında önemli bir yavaşlama olabileceğini belirtti; bu ifade, Fed'in faiz indirimine giderek ekonomiyi canlandırma, istihdam baskısını hafifletme ve enflasyon beklentilerini istikrara kavuşturma olasılığı olarak yorumlandı. ABD işgücü piyasası genel olarak sağlam kalmaya devam etmesine rağmen, istihdam artış hızı yavaşladı ve işsizlik oranı hafif bir artış gösterdi. Aynı zamanda, gümrük tarifleri maliyetinin tüketim tarafına yansıması fiyat endeksini de yükseltti.

Ancak, Powell'ın açıklamaları piyasada bir ayrışmaya yol açtı. Bazı yatırımcılar faiz indirimlerinin yakında gerçekleşeceğini düşünüyor ve portföylerini hızla ayarlayarak borsa ve tahvil piyasasına akın ediyor, özellikle teknoloji ve tüketim sektörleri güçlü bir performans sergiliyor. Öte yandan, temkinli bir tutum sergileyen yatırımcılar faiz indirimlerinin enflasyonun kontrolden çıkma riskini artırabileceğinden endişe ediyor, özellikle de ekonomik belirsizliğin hala mevcut olduğu durumlarda. Daha fazla ekonomik veri beklemeyi tercih ediyorlar.

Önemli bir nokta, ABD enflasyon oranının son dört yıldır %2 hedef seviyesinin üzerinde seyretmesidir. Bu, Powell'ın "enflasyona yönelik sürekli endişe" vurgusunun nedenidir. Eğer enflasyon daha da kötüleşirse, Fed daha agresif bir sıkılaştırma politikası almayı zorunda kalabilir.

Bu seferki Fed'in faiz indirim sinyali, sadece Amerika iç pazarını etkilemekle kalmadı, aynı zamanda küresel finansal piyasalar üzerinde de derin bir etki yarattı. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, Fed'in para politikası yönünü ve bunun küresel ekonomi üzerindeki potansiyel etkisini değerlendirmek için gelecekteki ekonomik verileri ve Fed yetkililerinin açıklamalarını yakından takip edecekler.