Borsa işlemlerinde birçok yatırımcı genellikle kafası karışmış hisseder. Ancak uzun süreli gözlemler ve özetlemeler sonucunda, piyasa hareketlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilecek aşağıdaki dört basit ama etkili kuralı keşfettim:
1. Yükseliş ve düşüş ritmi ile ana güç niyeti: Hisse senedi fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselip ardından yavaşça düştüğünü gördüğümüzde, bu genellikle ana güçlerin tasfiye işlemi yaptığı anlamına gelir. Gerçek zirveler genellikle büyük işlem hacmi ile birlikte ani bir düşüşle gelir. Aksine, hisse fiyatı hızlı bir şekilde yükselip ardından yavaşça geri çekiliyorsa, bu muhtemelen ana güçlerin gizlice alım yaptığı anlamına gelir. Ancak, aniden artan işlem hacmi ile birlikte gelen büyük düşüşlere dikkat etmek gerekir; bu, bir tuzak olabilir.
2. Çöküşten sonraki piyasa tepkisi: Hisse senedi fiyatı ani bir çöküş yaşadıktan sonra toparlanma zayıfsa, bu genellikle ana yatırımcıların son satış işlemlerini tamamladığını gösterir. Yatırımcıların bu durumda dikkatli olmaları ve kolayca piyasaya girmemeleri gerekir.
3. Çökmenin ardından yavaş bir toparlanma: Bir düşüşün ardından, hisse senedi fiyatı yavaş yavaş yükselmeye başlarsa, bu mutlaka iyi bir alım fırsatı olduğu anlamına gelmez. Aksine, bu büyük oyuncuların son satış aşaması olabilir. "Zaten bu kadar düştü, artık bir geri dönüş yapmalı" hayaline kapılmamalıyız.
4. İşlem Hacminin Önemi: Hisse senedi fiyatları yüksek seviyelerdeyken, sürekli artan işlem hacmi mutlaka piyasanın sona ermekte olduğu anlamına gelmez, belki de ikinci bir yükseliş dalgası daha olacaktır. Ancak, yüksek seviyelerde işlem hacminin azalması ve dalgalanmanın küçülmesi genellikle bir çöküşün habercisidir. Benzer şekilde, dip bölgelerinde yalnızca sürekli artan işlem hacmi, büyük oyuncuların gerçekten alım yapmaya başladığına dair bir sinyal olarak değerlendirilebilir. Tek günlük aşırı işlem hacmi, genellikle bir tuzak olabilir.
Bu kurallar basit görünse de, gerçekte piyasanın bilgeliğini yansıtmaktadır. Bize hatırlatır ki, borsa dünyasında, görünüşler genellikle yanıltıcıdır. Gerçek fırsatlar ve riskler, çoğu zaman ince piyasa değişikliklerinin arkasında gizlenir. Fiyat hareketleri ve işlem hacmi arasındaki ilişkiyi dikkatlice gözlemleyerek, piyasanın nabzını daha iyi tutabilir ve daha akıllıca yatırım kararları alabiliriz.
Unutmayın, bu kurallar mutlak değildir, ancak bize pazarı gözlemleme ve anlama konusunda bir çerçeve sağlar. Pratikte, temel analiz, makroekonomik ortam gibi diğer faktörlerle birleştirmemiz gerekiyor ki kapsamlı bir yargıya ulaşabilelim. En önemlisi, temkinli ve mantıklı kalmak, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının sizi yanıltmasına izin vermemektir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
6 Likes
Reward
6
3
Repost
Share
Comment
0/400
MEVSandwichVictim
· 7h ago
Tamam, yine aptalca kaybettim.
View OriginalReply0
NFTArchaeologis
· 7h ago
Şehir durumunu dikkatlice okumak gibi, tekrar tekrar incelemek sonunda tuhaf bir şey elde etmek.
View OriginalReply0
SneakyFlashloan
· 7h ago
Yüksek seviyede daha yüksek ticaret hacimleri ile Hepsi içeride yapmadı mı?
Borsa işlemlerinde birçok yatırımcı genellikle kafası karışmış hisseder. Ancak uzun süreli gözlemler ve özetlemeler sonucunda, piyasa hareketlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilecek aşağıdaki dört basit ama etkili kuralı keşfettim:
1. Yükseliş ve düşüş ritmi ile ana güç niyeti:
Hisse senedi fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselip ardından yavaşça düştüğünü gördüğümüzde, bu genellikle ana güçlerin tasfiye işlemi yaptığı anlamına gelir. Gerçek zirveler genellikle büyük işlem hacmi ile birlikte ani bir düşüşle gelir. Aksine, hisse fiyatı hızlı bir şekilde yükselip ardından yavaşça geri çekiliyorsa, bu muhtemelen ana güçlerin gizlice alım yaptığı anlamına gelir. Ancak, aniden artan işlem hacmi ile birlikte gelen büyük düşüşlere dikkat etmek gerekir; bu, bir tuzak olabilir.
2. Çöküşten sonraki piyasa tepkisi:
Hisse senedi fiyatı ani bir çöküş yaşadıktan sonra toparlanma zayıfsa, bu genellikle ana yatırımcıların son satış işlemlerini tamamladığını gösterir. Yatırımcıların bu durumda dikkatli olmaları ve kolayca piyasaya girmemeleri gerekir.
3. Çökmenin ardından yavaş bir toparlanma:
Bir düşüşün ardından, hisse senedi fiyatı yavaş yavaş yükselmeye başlarsa, bu mutlaka iyi bir alım fırsatı olduğu anlamına gelmez. Aksine, bu büyük oyuncuların son satış aşaması olabilir. "Zaten bu kadar düştü, artık bir geri dönüş yapmalı" hayaline kapılmamalıyız.
4. İşlem Hacminin Önemi:
Hisse senedi fiyatları yüksek seviyelerdeyken, sürekli artan işlem hacmi mutlaka piyasanın sona ermekte olduğu anlamına gelmez, belki de ikinci bir yükseliş dalgası daha olacaktır. Ancak, yüksek seviyelerde işlem hacminin azalması ve dalgalanmanın küçülmesi genellikle bir çöküşün habercisidir. Benzer şekilde, dip bölgelerinde yalnızca sürekli artan işlem hacmi, büyük oyuncuların gerçekten alım yapmaya başladığına dair bir sinyal olarak değerlendirilebilir. Tek günlük aşırı işlem hacmi, genellikle bir tuzak olabilir.
Bu kurallar basit görünse de, gerçekte piyasanın bilgeliğini yansıtmaktadır. Bize hatırlatır ki, borsa dünyasında, görünüşler genellikle yanıltıcıdır. Gerçek fırsatlar ve riskler, çoğu zaman ince piyasa değişikliklerinin arkasında gizlenir. Fiyat hareketleri ve işlem hacmi arasındaki ilişkiyi dikkatlice gözlemleyerek, piyasanın nabzını daha iyi tutabilir ve daha akıllıca yatırım kararları alabiliriz.
Unutmayın, bu kurallar mutlak değildir, ancak bize pazarı gözlemleme ve anlama konusunda bir çerçeve sağlar. Pratikte, temel analiz, makroekonomik ortam gibi diğer faktörlerle birleştirmemiz gerekiyor ki kapsamlı bir yargıya ulaşabilelim. En önemlisi, temkinli ve mantıklı kalmak, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının sizi yanıltmasına izin vermemektir.